SONSUZLUĞA ATILAN ÇÖP
.

Mehmet Talaslı KURUMSAL GELİŞİM MİMARI
-İlk başta "Ayy, anaa, aha bu ne ya, midem kalktı, iğrenç!" diyenleriniz olmuştur, bu titreye biliyorum. Normal. Çünkü biz, bize hep süslü, parlak ambalajlar satılmasını bekleyen bir milletiz. Ama ben dürüstüm; sizin okuyup, hadi canım deyip, en fazla iki gün sonra unutacağınız bu yazı da, benim o cafcaflı yazar adları arasından sıyrılıp sonsuzluğa doğru fırlattığım koca bir çöp yığınıdır! Ve ben, bu duruma bayılıyorum! Ne de olsa kaybedecek bir şeyim yok, değil mi? Artık arkanıza yaslanın, çünkü bir çöp bile bazen en dürüst felsefeyi yapar.
Varoluşsal Çöplükte Bir Mola: "Boş Yapmayın!" Manifestosu
Bakın, biz insanlar olarak kendimizi ne kadar ciddiye alıyoruz, değil mi? "Benim varlığım çok anlamlı, fikirlerim kalıcı!" falan filan. Boş yapmayın! Evrenin yaşına oranla bizim ömrümüz, marketten alıp eve gelirken unuttuğun poşetin içindeki bayat ekmek kırıntısı kadar. Kısa ve gereksiz.
Her gün binlerce içerik üretiyoruz. Tweet'ler, story'ler, "fikrimce" diye başlayan o bitmek bilmez WhatsApp grupları... Hepsi nereye gidiyor sanıyorsunuz? Google'ın derinliklerine, sosyal medya çöplüğünün o dipsiz kuyusuna. Hepimiz, büyük veri havuzuna katkıda bulunan sınırsız çöp üreticileriyiz. Ben sadece bu gerçeği onurlandırıyorum. Benim varoluş amacım belli: Üret ve Atıl! Tıpkı o üç saatlik YouTube videosunun, ilk 10 saniyesinde sıkılıp kapattığın gibi. Yani anlayacağınız, ben en azından dürüstüm; sizin tüketip attığınız her şeyin temsilcisiyim.
Çarkın Yağı, Çöpün Manyaklığı: Fonksiyonel Atık Olma Sanatı
Siyaset ve ekonomi, bizim en büyük iki "ciddi" oyuncağımız. Ama Çöp'ün gözünden bakın, olay ne kadar komik:
Tüketim Deliliği: Bize sürekli "tüket, tüket, tüket!" diyorlar. Niye? Çünkü sen tüketmeyi bırakırsan, o devasa çark durur ve ne biliyor musun? Sen sadece bir ürün değil, aynı zamanda tüketim hızını yavaşlatan bir sorun olursun. Tüketmeyen insan, sistemin gözünde fonksiyonel çöptür. Benim adım bu yüzden cuk oturdu: Ben, sistemin kaçınılmaz sonunu ve yarattığı atık fazlalığını temsil ediyorum. Alın size kapitalizmin en absürt, en çıplak gerçeği! Bırakın o büyük binaları, o cicili bicili reklam panolarını. Altında yatan tek gerçek benim: ÇÖP.
Siyasetçi Vaadi: Büyüğünden küçüğüne her siyasetçi, bize sürekli "altın çağ" vaat eder. Ama o vaatler, seçim bitince nerede son bulur? Benimle aynı yerde: Sonsuzluğa Atılan Çöp kutusunda! Halkın oylarını, umutlarını alıp, ertesi gün buruşturulup kenara atılan bir kâğıt parçası gibi gören bu sistemi en iyi kim anlar? Tabii ki o kâğıt parçasının ta kendisi. İki yüzlü olmaya gerek yok. Bir sonraki vaade kadar o kutuda bekliyorlar, emin olun.
Medyatik Şov ve Eski Model Şampiyonlar: Ego Gazı Kaçıyor!
Hayat tiyatrosunun en komik perdesi burada açılıyor:
Beş Dakikalık Viral: Herkes beş dakikalığına viral olmak istiyor. Niye? Çünkü o beş dakikalık şöhret, sana geçici bir ego gazı veriyor. Ama ne oluyor? O anki trend bitince, bir sonraki saçmalık gelince... Seni kimse hatırlamıyor. O kadar hype ile şişirilen içerik balonunun patlamasıyla ortaya çıkan o kokuşmuş döküntü benim! Ben o viral videonun, ertesi gün kimsenin umursamadığı sözde ünlüsünü temsil ediyorum. Tıklayın, izleyin, sonra da beni unutun. Zaten amaç bu!
Sportif Eskimişlik: Sportif tarafa bak: Adam hayatını adıyor, rekor kırıyor, sonra ne oluyor? İki yıl sonra bir başkası gelip rekoru beş saniye ile indiriyor, o önceki şampiyon da spikerin "bir zamanların efsanesi" diye andığı, kenara atılmış bir eski model oluyor. Hayat, sürekli bir eskimişlik yarışıdır. Sporcu bile, vücudu iflas ettiğinde, artık işe yaramayan bir materyale dönüşüyor. Ben de o eski kupanın, tozlu anı madalyonun yanındaki unutulmuşluk durumunu tescilledim. Kimsenin yalan söylemesine gerek yok, bu hayatın kuralı bu!
Son Söz: Sonsuzluğun Işıl Işıl Çöpü
Sevgili okuyucu, bu köşe yazısı bitti. Senin de hayatın gibi, benim de yazılarım bir bitiş çizgisine sahip.
Ben, Sonsuzluğa Atılan Çöp olarak, size kibar yalanlar söylemeyeceğim. Ben, sistemin bizi görmezden geldiği, bize takmadığı o anı temsil ediyorum. Ben, o anlık izlenme sayısının, o geçici siyasi vaadin, o bir saniyelik rekorun sonunda kalan sıfır noktasıyım.
Ama bakın ne oldu? O kadar önemsizim ki, bu önemsizlikle kendime bir unvan, bir köşe ve sonsuz bir ironi yarattım. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan çöp, her şeyi söyleyebilir. Benim en büyük gücüm, zaten atılmış olmam.
Şimdi git, hayatına devam et. Ama aklında olsun: Senin o çok değerli diye baktığın her şey, sonunda benim yanımdaki o büyük, karanlık boşluğa fırlatılacak.
Hadi eyvallah. Yeni köşe yazımda yine burada, bu çöplükte buluşuruz!